Nasıl başladı kariyer hikayeniz ve neden böyle bir konuda hizmet vermeyi tercih ettiniz?
Üniversite son sınıfta (İstanbul üniversitesi), kendimle alakalı karar verme aşamasında kendime gerçekten istediğim yerde miyim diye sorular sormaya başladım. Arkasından bir gece ansızın Scorp’un kurucularından İzzet Zakuto (diğer kurucumuz da Sercan Işık) ile tanıştım. Sanırım o gün gerçekten bir heyecan duygusu beni reklamcılık ve girişimciliğe itti. O gün verdiğim karar Üniversiteyi bırakmama – işimden ayrılmama – hayatıma u dönüşü şeklinde yön vermeme sebep oldu.
Kariyerinizin ilk yıllarından bu yana nasıl bir gelişme süreci yaşadınız? Neleri hedeflemiştiniz ve bunlar gerçekleşti mi?
Scorp kariyerimin top noktalarından bir tanesi. En azından direkt olarak yönlendirici bir unsur. Yaklaşık 3.5 senedir bu sektörün içindeyim ve Türkiye’de tanımadığım sayılı girişimci ve reklamcı kaldı diyebilirim. Bu noktada bu kadar büyük bir network’ün içinde olmak, ona sahip olmak kariyerimdeki en başarılı nokta. Geçtiğimiz 3.5 sene içerisinde kariyer başarılarımı saymak gerekirse bunu sanırım artık spesifik olarak belirleyemiyorum. Çünkü Scorp gibi bir start up’da çalışıyorsanız çok yönlü, multitasking olmak zorundasınız ve kariyeriniz çerçevesinde muhasebe de öğreniyorsunuz, reklamcılık, proje yaratımı gibi tüm konulara değiniyorsunuz. Ama benim uzmanlık alanım herhangi bir şeyi pazarlamak ve yaymak. Eğer pazarlama varsa artık ben de oradayım.
Başarınız sizin hangi nitelikleriniz sayesinde olmuştur?
Küçük yaşlardan beri inanılmaz şekilde konuşmaya hayranım. Bu 16 yaşımda Greenpeace’de saha sorumlusu olarak başladı, event yöneticiliği ile devam etti, Amnesty ile filizlendi, Scorp ile büyüdü ve şu anda sanırım kendi cv’mi hazırlayacak olsam kocaman bir çene çizmek isterdim. Hayatımda ne kazandıysam iletişimimle kazandım ve buna sanırım artık çok güveniyorum. Azimli olmak, disiplinli olmak gibi sabit kuramları anlatmam sanırım genel bir açıklama olacaktır. O yüzden bir hile varsa bu hile benim iletişimim.
En büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?
En büyük hayalim yurtdışında TedX ‘de konuşma isteğimle başlayan motivasyon konuşmacısı olmak. Sanırım demin de bahsettiğim gibi iletişimim sanırım insanları etkiliyor. En azından feedbackleri hep bu yönde alıyorum. Eğer gerçekten gelecekte nerede olmak isterseniz diye sorarsanız; şahsi ilgi alanım olan müzik label stüdyosu ve dijitalleşen müzik telif hakları üzerine çalışmak aynı zamanda konuşmacı olmak isterim.
Çok çalışmak mutlaka çok önemli. Ama çalışma ile birlikte dönüm noktalarını oluşturan şanslar vardır her başarı hikayesinin oluşmasında. Sizin en büyük ve en önemli şanslarınız nelerdi?
En büyük şansım arkadaşımın doğum gününde eski sevgilimle ayrılmamdı. İyi ki yapmışım dedirten, üzüntü duyurmayan bir durum bir anda alakasız bir şekilde Scorp ile tanışmamı sağladı. Ben insanların hayatta karşılarına en az 3 – 4 tane şans çıktığına inanırım. Bizim insanımızda aile hikayeleri vardır böyle koskocaman. İşte ben hepsine inanıyorum. Ama bunu değerlendirebilen ile değerlendiremeyenler arasında fark var. Sanırım şans kapıdan hakikaten bakar, sen aralamak istersen aralanır. Ben bu noktada en büyük şansım olarak bunu görüyorum. Bir de eğer başarılı olmak istiyorsanız bu hayatta tek bir gerçek var; iyi bir ekibinizin olması. Ekip arkadaşlarınız, onlarla iletişimleriniz – onların vizyonerliği o kadar önemli ki size bunu tarif etme şansım yok, sadece yaşayabilirsiniz. Sanırım en büyük 2. Şansım ise ekip arkadaşlarım oldu.
Yolunuza çıkan zorlukların üstesinden nasıl geldiniz ve yaşamınızda nasıl bir motivasyon ve destekle ayakta kalarak başarılı sonuçlara ulaştınız?
Sanırım yoluma çıkan zorlukları hissetmedim bile. Bazen aşk yaşadığınızda gözünüz hiçbir şeyi görmez ya.. İşte Scorp benim için öyle başladı. Aşk gibi. Hiçbir şey beni yormuyordu , etkilemiyordu. Bu noktada bunun dezavantajları oldu mu, evet oldu. Bazen arkadaşlarımı kaybettim, çünkü onlara vakit ayıramadım – bazen motivasyonumu kaybettim, çünkü hobilerimi unuttum – bazen kendimi kaybettim, çünkü aynaya bakmıyordum; bakıyordum ama görmüyordum. Bu noktada hayatımda tek bir motivasyon var. Uyurken sorduğum, uyandığımda değiştirdiğim. Batu nerede? Uyurken, Batu nasılsın? Uyandığımda.
Yaşadığınız deneyimlerinize dayanarak sizin gibi başarılı olmak isteyen genç girişimcilere vermek istediğiniz mesajlar var mı?
Ben Türkiye’deki klasikleşen altın bilezik takan eğitim modeli bakış açısına inanmam. Ben insanların yorgunluğuna, dertlerine inanmam. Herkesin derdi var. Herkesin annesi babası yakını hasta oluyor, vefat ediyor. Herkes aşk acısı yaşıyor. Herkes kredi borcuna gömülüyor. Herkes eşya kaybediyor, herkes üzülebiliyor. Bizler her zaman aynı şeyleri farklı yerlerde, farklı insanlarla ve farklı senaryolarla yaşıyoruz. Evet bazılarımız diğerlerine göre daha şanssız olabilir, bazılarımız daha iyi maddi durumlara sahip olabilir, bazılarımız mutsuz ailelerle olabilir, bazılarının babası diktatör gibi davranabilir. Benim için girişimci olmak sadece bir şey yaratmak değil, girişken olmakla başlayan bir hikayedir. Eğer biri girişimci olmak istiyorsa, önce kafasını boşaltmalı, deniz kenarını hayal etmeli ve sorular sormalı. Ben kimim? – ne olmak istiyorum? – ne katabilirim? – nereye yönelmeliyim? Geri kalan motivasyon, para, yardım, heves, heyecan hepsi kendi kendine gelecek şeyler. Emin olun soruların cevapları tüm ihtiyaçlarınızı doyuruyor. O yüzden bir hayalin varsa peşinden git! Ama hayalin için önce kendini tanı. Eğer ki hayalinin yanlış olduğunu anlarsan, işte gerçekten acı veren tek şey o olur, zarar veren. O yüzden genç girişimci mi – evet ben de genç girişimciyim. Kimseden daha yakışıklı, daha çirkin, daha zeki ve daha aptalım diye ayırmıyorum kendimi. Sadece soruyorum, ben kimim ve ne olacağım? Sanırım anlatabilmişimdir, anlamayan varsa da sohbet ederiz. Mail atsınlar bana, linkedin’den eklesinler, telefonumu istesinler, instagram’dan dm yollasınlar, Scorp’dan çağrı göndersinler. Ama yapsınlar. Sohbetse sohbet, başka ne derdimiz var ki?