Ayrılmak için kim ilişki kurar ki… Ayrılık, işlerin yolunda gitmeme halidir. Öngörülmez başlangıçta… Ancak başa gelince çekilir, bedeli ödenir.
İşletme kuranlar da onu batırmak için kurmaz… Sürsün ister. Her patronun diline pelesenk olan sürdürülebilirlik kelimesi bu arzunun ifadesidir. Peki, bu nasıl olacak? Bir firma, ölümsüzlük şerbetini nasıl içecek?
Buna modern iş dünyası, kurumsallaşma diyor. Özünde yatan, kurduğun şirket pıtrak gibi çabuk doğup yok olmasın, kurum olsun, kurum kurum kurulsun zamanın değirmeninde çabuk öğütülmesin…
Kurum ile şirketi ayıran; bazı değerlere sahip olmasıdır. Çalışma ahlakı, iş etiği, kamuya karşı sorumluluk, müşteriye, paydaşına saygı ve sorumluluklar tesis etmek ve bunu göstermek…
Müşteri bilir ki bu şirket dürüsttür, sözünü tutar, hesap verir, şeffaftır, ortağını dolandırmaz, tedarikçisini yaşatır, sürprizlere kapalıdır, kestirilebilirdir…
Ancak bu adımlar sanıldığı kadar kolay değildir. Öncelikle ilkelere sahip olacaksın. Sonra bu ilkelerini hayata geçireceksin ve daha da zor olanı, zorluklarla karşılaştığında dahi bu ilkelere sadık kalacaksın…
Buraya kadar olması gerekenleri yazdım. Fakat bütün bu süreç zaman alır ve doğru sırada yapılmaz iseler, şirketinizi de yok edebilirler… Kendinize kurumsallaşma yolunda mesafe almış şirketleri örnek alabilirsiniz. Ancak herkesin kendi kurumsallaşması, kendi kök hücrelerinden, şirketin kendi değerlerinden yola çıkarak oluşturulmalıdır. Kurumsallaşma yolunda başkası size ancak ilham verebilir. Kopya ile olmaz.
KOBİ Teşvik Ofisi Kurucu /KOSGEB Akredite Uygulamalı Girişimcilik Eğitmeni