
Son zamanlarda kendinizi sürekli yorgun hissediyor, işlerinizin ağırlığı altında eziliyor ve insanlardan uzaklaşıp sadece kafa dinlemek mi istiyorsunuz? Aslında keyif aldığınız hobilerinize artık eliniz gitmiyor, beyniniz ve vücudunuzun yorulduğunu hissediyorsunuz, hatta çevrenize karşı eskisinden daha sabırsızsınız…
Bu belirtilere sahipseniz korkmayın, bu belirtiler depresyonda olduğunuza işaret etmiyor. Çağımızın sendromu haline gelen, yoğun baskı yüzünden ortaya çıkan ve birçok sağlıklı bireyde görülebilen tükenmişlik sendromunu yaşıyorsunuz.
Kimlerde Görülür?
Tükenmişlik sendromu (diğer adıyla burnout) sıklıkla baskının yoğun olduğu iş ortamlarında görülse de aslında her yaşta ve her bireyde ortaya çıkabilen bir durumdur. Çoğunlukla insan teması gerektiren hizmet sektöründe, öğrencilerde ve bekar anne/babalarda görülebilir. Bu grupların ortak özelliği ise yaptıkları işlerde sorumluluğun, dolayısıyla riskin büyük olmasıdır.
Neden Ortaya Çıkar?
Maslach’ın açıklamasına göre tükenmişlik sendromu “üç bileşenli bir psikolojik sendrom”dur.
- Duygusal Tükenme
İnsanlar yoğun bir taleple karşılaştığında ve bu talebi karşılayamadığını hissettiğinde duygusal olarak yeterli olmadıklarını, tükendiklerini hissederler. Yoğun stresle bir araya gelen bu his, fiziksel ve duygusal yorgunluğa yol açar.
- Duyarsızlaşma
Bütün bu baskıdan, stresten yorulan kişi yeterince iyi olamadığı düşüncesiyle kendini insanlardan soyutlar. Duyguları ve düşünceleri hakkında konuşmak istemez, tek başına kalarak bir nevi kafasının içindeki o gürültüyü susturmaya çalışır.
- Kişisel Başarıda Düşüş
Bütün bunların bir sonucu olarak yetersizlik hissi ve mesafe birleşir, kişiyi işinde başarısız olduğuna inandırır. Bu da yetersizlik hissini tetikler ve bu üç aşama bir döngü gibi devam edebilir
Bu sendromun oluşmasında birçok faktör yer alır: Kişilik özellikleri, sınıfsal durum, iş tecrübesi, çalışma alanı ve koşulları, iş yükü… Örneğin bir iş alanını düşündüğümüzde, birey ile iş arasındaki uyumsuzluk zaman içinde tükenmeye yol açabilir. Bu uyumsuzluk kişinin işine bağlı hissetmemesine, dolayısıyla işi severek yapamamasına ve işte yetersiz olduğunu düşünmesine yol açar. Kendini diğer iş arkadaşlarıyla kıyaslayan ve bu konuda hislerini içine atan birinin zaman içinde tükenmesi neredeyse kaçınılmazdır.
Tükenmişliğin en tehlikeli yanı, belirtilerinin zamanında fark edilememesi veya fark edilse bile bir aksiyon alınmamasıdır. Kişi kendini dinlemez, durumunun farkında olmaz ve kendine vakit ayırmazsa, bu durum zamanla daha çok tükenmesine yol açar. Dikkate alınabilecek belirtiler arasında uyku problemleri, sinirlilik, huzursuzluk, unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü ve ağlama krizleri sayılabilir.
Ne Yapabiliriz?
Öncelikle yetersizlik hissinin çoğunlukla içten geldiğini, kendinizi diğer herkesle kıyaslamak yerine kendi yolunuzda yürüdüğünüz gerçeğini kendinize hatırlatmalısınız. Unutmayın, birçok psikolojik sorunun çözümü farkındalıkla başlar.
Ek olarak, çevrenizde bazı değişiklikler yapmayı deneyebilirsiniz. Her zaman işinizi değiştiremezsiniz, bu doğru, fakat boş zamanlarınızda yürüyüşe çıkıp, kendinizi dinleyip bedeninizin ve zihninizin ihtiyaç duyduğu sakinliği ona tanıyabilirsiniz. Bu dönemde birilerine ulaşmak ne kadar zor görünse de, destek alabilir ve hissettikleriniz hakkında konuşabilirsiniz. Çünkü rekabet ve aşırı üretimin yaygın olduğu günümüzde tükenmişlik sendromu artık hiç de nadir görülen bir durum değil.