Trafikte küfür işitmiyoruz.
Uzunca kasa kuyruklarında beklemiyoruz.
Tanımadığımız onca insanla usanarak seyahat etmiyoruz.
Pazartesi sendromlarına girmiyoruz.
Yatmak için acele etmiyoruz.
En güzeli de bir şeylere yetişmeye çalışmadan, kendimizi yetiştirmeye vakit buluşumuz olmalı.
Yapılacak bir çok tarif, bir oyunda rekora koşmak, okunmayı bekleyen başucu kitapları, izlenecek filmler, düzenlemeye üşenilen dolaplar, sevdiklerimizle sohbet edebileceğimiz bolca zaman var artık.
Özel alanımızda ihmal edip, ertelediğimiz her şey için bolca zaman…
Biraz da kendimizi düşünmemiz için hayat bize bir mola sundu.
Bu molada neler yapıyoruz?
Hala kedimizi diğerlerine ispatlamak peşinde miyiz?
Takdir görmek, beğenilmek ve diğerlerinin bizi düşünmesini mi istiyoruz?
Evde oturduğumuz yerden bunu nasıl sağlayacağız? Cevap; sosyal medya ile!..
Evinde yaptığı faaliyetleri süsleyerek diğerleri görsün diye daima özendirme eğiliminde olan kimseleri takibinizden çıkarın.