içinde ,

Çocuklarda Gerçek Motivasyonu İnşa Etmek

Yeni Fikirler
Yeni Fikirler
Çocuklarda Gerçek Motivasyonu İnşa Etmek
Loading
/

Günümüz çocukları istedikleri çoğu şeye anında ulaşabildiği için ödüllerin cazibesi ve anlamı hızla azalıyor. Anne-baba olarak “Başardın, ödülünü al!” derken, çocuğun gözünde o ödül sıradan bir eşya veya etkinlikten öteye geçmiyor; çünkü her şey ayağının altında. Peki gerçek motivasyonu nasıl canlandıracağız?

Kolay erişilen ödüller çocuğun gözünde sıradanlaşır ve marketten seçtiği rastgele bir şey kadar değersizleşir. Bu tuzağa düşmemek için ödülün anlamını yeniden inşa etmek şart. Nadirlik unsuru ekleyerek sadece belirli dönemlerde erişilebilen ödüller tasarlayın; bu çocuğun kazandığı hakkın değerini bilmesine yardımcı olur. Kişiye özel dokunuşlar yaparak, çocuğun ilgi alanına uygun sürprizler önceden birlikte planlanabilir. Çocuk belirlenen ödüle, hedefine ulaştığı zaman ulaşabileceğini bilir ve bunun için çaba sarf eder.

Etkileşimsel ödüller derinleştirildiğinde gerçek doyum ortaya çıkar. Başarıyı sıradan bir aktiviteye dönüşmekten çıkarmak için “ödül anı”nda sadece çocuğa odaklanın: anneyle hamur yoğurmak, babayla gizli define oyunu oynamak gibi paylaşılan anlar, basit bir oyuncaktan çok daha değerlidir. Çünkü çocuğun ebeveynleriyle geçirdiği nitelikli zaman maddi bir ödülden çok daha uzun süreli tatmin sağlar.

Peki ödül süreci nasıl yönetilmeli? Ödül sürecinin kuralları şeffaf olmalı; hangi davranış için kaç puan verileceği ve hangi puanda hangi etkileşimsel ödülün açılacağı çocuk tarafından net biçimde bilinmeli. Küçük basamaklarla ilerlemek, bir ayda elde edilecek büyük bir ödül yerine haftalık küçük etkileşimsel ödüller sunmak “başardım” duygusunu canlı tutar. Puan verirken kısa bir övgü veya başarı hikâyesi paylaşmak, ödülün duygusal değerini artırır.

Örneğin diş fırçalama rutinini ele alalım: Çocuğunuz her akşam dişlerini fırçaladıktan sonra puan kazanıyor, fakat diş macunu hediyesinin cazibesi kalmadı. On puana ulaştığında “gece bahçede yıldız izleme seansı” oluşturun. Her seansın sonunda birlikte en sevdiğiniz yıldızı seçip isim verin. Böylece ödül, nesne olmaktan çıkar; paylaşılan zaman ve duygunun değeri öne çıkar.

Sonuç olarak, çocukların kolay erişimle değersizleşen ödüllerini nadirlik ve etkileşim odaklı tasarımla yeniden anlamlı kılmak mümkündür. Unutmayın, ödül nesne değil, paylaşılan zamandır. Çocuğunuz sahip olduğu her şeyi değil, sizinle paylaştığı “özel anları” hatırlayacak ve motivasyonun gerçek kaynağını birlikte inşa etmiş olacaksınız.

Yazar: Psk. Dan. Merve Demirtaş

Ne düşünüyorsun?

Yalnızlığı Paylaşmak

Yapay Zeka Bizi Tembelleştirir mi?