Uzun bir eğitim öğretim hayatından sonra iş hayatına geçiş yapıyoruz ve yavaş yavaş kendi ayaklarımızın üzerinde durmanın ne demek olduğunu keşfetmeye çalışıyoruz. Ailemizle birlikte yaşamaya devam etmek bazen o hayata geçişi yavaşlatıyor gibi gelebilir. Bu sebeple kendinize güzel bir konumda ev bakmaya başlayabilirsiniz. Diyelim ki güzel bir semtte içinize sinen ben burada yaşarım dediğiniz bir ev buldunuz. Peki içini nasıl dekore edeceksiniz? İşte bu noktada size bir iç mimar olarak yardımda bulunmak isterim.
- İHTİYAÇLARINIZI BELİRLEYİN
Öncelikle kendinizi iyi tanımalısınız. Benim neye ihtiyacım var, neleri daha sık kullanıyorum, neleri aslında hiç kullanmıyorum gibi soruları kendinize sorun. Mesela ben giyinme dolabımda raftan çok askılık kullanırım ve yeni odamda çok raflı bir dolap yerine çok askılı bir dolap tercih ederim. Sadece sizin kullanacağınız eşyalar olacak o yüzden piyasada bu vardı bunu aldım mecburen demeyin sizin için de çözümler mutlaka var. Örneğin bazıları televizyonsuz da yaşayabiliyor bazıları da benim vaktim olmuyor kurutma makinesine ihtiyacım olacak diyebiliyor. Kendinize sorduğunuz soruların cevaplarını listeleyin. Cevaplar bir yol çizmenizde yardımcı olacak ve sizi gereksiz harcamalardan uzak tutacaktır.
- TARZINIZI SEÇİN
Tespit ettiğiniz ihtiyaçları belirledikten sonra kendi tarzınızı oluşturmak için iyice bir araştırma yapın. Minimalist, endüstriyel, modern, klasik, Akdeniz, Asyatik, eklektik, country, İskandinav, tropikal ve rustik gibi çeşitli tarzlardan birini seçip ona sadık olmalısınız. Evinizde çeşitli tarzlar görmek bir süre sonra tadınızı kaçırabilir. Hepsinin uyum içinde olması evinizi daha çok sevmenizi sağlayacaktır.
- MOBİLYALAR
Gelelim karar vermesi zor ve uzun zaman alan konuya; mobilyalar. Her birimizin farklı tarzları var. Var sayalım ki hepimiz evimizin modern görünmesini istiyoruz. Gri tonlarında bir köşe koltuk, siyah, beyaz ve ahşap renklerinden oluşan klasikleşmiş bir görüntü geliyor gözünüzün önüne biliyorum. Çirkin mi? Bence değil ama kolay ve sıradan bir tarz. Birçok insanın evi birbirine benzemeye başladı. Evi ev yapan sizi yansıtmasıdır o yüzden evinizin ruhunu ve farkını siz oluşturmalısınız. En azından o evin sizin eviniz olduğunu yansıtan birkaç şey olmalı. Örneğin ben bir tasarımcı olarak farklı tarzda koltuklar yataklar ve dolaplar peşindeyim. Ama şunu da atlamak istemem, bir mobilyanın görüntüsünden daha önemli bir şey varsa o da mobilyaların ergonomisidir. Sakın fiyatı ucuz diye kaya gibi sert koltuklar almayın 2-3 yıl sonra yenilemek zorunda kaldığınızda daha fazla masraf olacaktır. Bir diğer tavsiyem de ailenizde sağlam ama yıpranmış koltukların da yüzeylerini değiştirip kullanabilirsiniz. Maddi manevi kazanırsınız. Aynı şekilde elinizde olan ama sırf eski diye kullanmak istemediğiniz eşyalarınızla da değişiklikler yapıp onu da kurtarabilirsiniz.
4.IŞIK VE RENK
İstediğiniz tarzınızı belirledikten sonra evinizdeki her odanın karakterini tespit edin. Odanın karakteri mi olur dediğinizi duyar gibiyim; hemen açıklayayım, odanızın karakteri aldığı ışıkla ortaya çıkar. Eğer salonunuz yeterince güneş ışığı alıyorsa bir değişiklik yapıp duvarları veya seçeceğiniz mobilyaları beyaz seçmek yerine cesur davranıp istediğiniz bir renkte kullanabilirsiniz. Ama yeterince ışık almadığını düşünüyorsanız enerji tasarrufu için açık renkleri düşünebilirsiniz. Tespitlerime göre yeni yapılan binalarda yatak odaları biraz küçük, o yüzden bu odaların alacağı ışığın merkezi (odanın ortasına asılan bir avize gibi) değil de daha homojen olmasına özen göstermenizi tavsiye edebilirim. Bunun için ışık havuzu dediğimiz odayı eşit aydınlatan bir sistem kullanabilir ya da dekoratif ama yardımcı aydınlatmaları tercih edebilirsiniz.
Oturma grubunda ise sade seçimler yapıp renkli yastıklarla evinizin havasını değiştirebilirsiniz. Hatta benim tavsiyem mevsimine göre yastık kılıflarınızı değiştirebilirsiniz. Bu küçük değişimler bile enerjinizi yükseltecektir.
5.PRATİK ÇÖZÜMLER
Çalışmaktan yorulup sosyal hayatınızdan uzaklaştığınızı mı düşünüyorsunuz? O halde evinizde sosyal alanlar oluşturabilirsiniz. Salonunuzun veya başka bir odanızın bir köşesini eğlenceli bir yere dönüştürebilirsiniz. Standartların dışına çıkarak kendi tarzınızı konuşturabilirsiniz. Örneğin salonunuzun cam kenarına bir sınır koyarak orayı kendi kafeniz veya arkadaşlarınızla buluşma noktanız gibi kullanabilirsiniz ya da hobi alanı oluşturabilirsiniz (resim, el işi, çiçekleriniz için bir yaşam alanı gibi). Dekoratif elemanlar kullanıp o noktanın atmosferini değiştirebilirsiniz (ışıklar, tablolar). Biçimsiz köşelerinize raflar koyarak kullanışlı hale getirebilirsiniz. Ayrıca eğer benim gibi bir şeyleri düzene sokmaktan keyif alıyorsanız organiser dediğimiz bölücü veya toparlayıcı elemanlar iç huzurunuza su serpecektir.
Tasarımlar her zaman fiziksel değişimler demek değildir, sizin alana yüklediğiniz anlamlarla bile değiştirebileceğiniz yerlerdir. Küçük dokunuşların neler değiştirdiğine inanamayacaksınız.