1-Girişimci olmaya ne zaman karar verdiniz. Sizi bu karara sürükleyen faktörler nelerdi? e-bebek.com sitesini kurarken yaşadığınız zorluklar nelerdi? Nasıl bir yol izlediniz?
İnsan girişimci olmaya bir anda mı karar verir emin değilim. Tahmin ediyorum bu bir süreç. Hayatın size sunduğu fırsatları görebilme kabiliyetinizle şekillenen bir süreç. Bizim girişim hikayemiz 2000’li yıllarda başlıyor. O zaman küçük bir sigorta acentemiz vardı. e-posta adreslerine gönderdiğimiz trafik sigortası kampanyasına istinaden, internetten form doldurup bizden sigorta satın alan Gaziosmanpaşa’da bir seyyar satıcı olunca, bu internette bir iş var düşüncesi zihnimizde belirmeye başladı. Bu hikaye aynı zamanda Türkiye’nin ilk yarı online sigorta poliçesinin de hikayesi…
Birkaç genç arkadaşla yaptığımız sohbet sonrası Türkiye’de ne, nerede en ucuza satılır arama motoru olacak, bugünkü Akakçe benzeri bir web sitesi kurmaya karar verdik. Şirketimizi kurup ODTÜ’ye müracaat ettik lakin domain’i alamadık. ODTÜ ismi çok jenerik bulduğu gerekçesi ile www.enucuz.com.tr adresini bize vermedi. Bu süreci yeniden değerlendirmek üzere beklemeye aldık. Aynı günlerde şimdi 20 yaşında olan kızımız henüz 2 yaşlarında idi. O’nun büyüme sürecinden esinlenerek, internette önce bebeksitesi.com sonra bebek.com portallarını oluşturuk. Dönemin internet servis sağlayıcı İXİR bu dönemde bizimle görüşmeler yaptı, tüm projelerimizi ve işlerimizi kendilerine anlattık. Her şey çok net ve güzel ilerlerdi. Anlaşma imzalayacağımız gün telefonla aradılar ve sizinle anlaşmaktan vazgeçtik dediler. Üzülmüştük, bununla da kalmayıp bir süre sonra projelerimizi onların sitelerinde görünce de açıkçası biraz hırslandık. Tamam, onlara projelerimizi anlatmış olabilirdik ama inancımızı ve gayretimizi onlara vermemiştik. Yeniden çalışmaya başladık ve bu portallarda o dönem için ciddi ziyaretçi sayılarına ulaştık. Her gün artan ziyaretçi sayısına bakınca, bu kitleyi değerlendirmemiz gerektiğini düşündük. O günlerde internet yeni yeni yaygınlaşıyordu ve bir ürünün internette satılmasına olumsuz olarak bakılıyordu. Bu sebeple firmaları internette ürün listelemeye ikna etmekte zorlandık. Sonra bu işi kendimiz yapmaya, bebek.com portalının yanına e-bebek.com diye bir e-ticaret sitesi açmaya karar verdik. O tarihlerden bugüne ulaşan iki e-ticaret sitesi var. Biri hepsiburada, diğeri de ebebek.
2-Tecrübelerinize dayanarak girişimcilikte başarı için en kritik unsurlar olarak neleri görürsünüz? Bu bağlamda en değerli varlığınız nedir? Girişimci adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Uzun zamandır yaptığımız her işte uyguladığımız ve çeşitli vesilelerle insanlara tavsiye ettiğimiz bir düstur var. Önce iyi niyet, biraz da gayret, yeter ki sabret, gerisi kısmet. Söyleyince insanların kulağına çok hoş geliyor ve tebessüm ediyorlar. Fonetik tabi ki önemli, bununla birlikte anlamının çok daha güzel olduğu kanaatindeyiz.
Bir girişimin başarısını anlamak için girişimcinin hikayesini anlamak ve doğru okumak çok önemlidir. Buradan hareketle, girişimin başarısı girişimcinin kişilik özelliklerine ve gayretlerine göbekten bağlıdır.
Ne iş yapacak olursanız olun, hangi adımı atacak olursanız olun en başta, iyi bir niyetle başlamak çok önemlidir. Bu sizin doğru yolda atacağınız, ilk doğru adımdır. Gömleğin iliklediğiniz ilk düğmesidir. Bizden bir örnek verebiliriz, 2008 krizinde bazı firmalar, verdikleri çekler için, bu çek bilgim haricinde yazılmıştır diye bankaya beyanat veriyordu. Böylece hem çekleri yazılmıyor (kara listeye düşmüyorlar) hem de çeklerini o an için ödemekten kurtuluyorlardı. Bu tüm yasal yükümlülükleri yerine getirmek için çalışan bizim gibi firmalar için haksız rekabet ortamı doğuruyordu. Bundan ciddi derecede rahatsız olduk. Sonunda her hafta 10 tedarikçimize mektup yazmaya karar verdik. Mektup özetle 3 paragraftan oluşuyordu ve mektubun sonunda tedarikçimize, “Satış kayıtlarımızı incelediğimizde sizden şu tarihte şu vade ile aldığımız ürünlerin tamamının nakde dönüştüğünü gördük. Bu sebeple bu satın alım için size ilettiğimiz şu vadeli çekinizi vaktinden önce hesaba yatırdık. Dilerseniz çekinizi erkenden tahsil edebilirsiniz” mesajını ilettik. Buna birkaç hafta devam ettik. Sürecin sonunda tüm sektör bizi konuşmaya başlamıştı, çeklerini erken ödeyen firma diye. Aradan bir süre geçtikten sonra Arçelik’ten bir toplantı talebi aldık. Toplantıya geldiklerinde ellerindeki bebek ürünlerini satmak istediklerini, hacimleri sebebiyle bunu tek bir firmaya vermek istediklerini aktardılar. Neden bizi tercih ettiniz diye sorduğumuzda, “yaptığımız araştırmada sizin için güvenilir, borcuna sadık, çeklerini erken ödeyen firmadır diye çokça yorum aldık, bu operasyonumuz için güvenilir bir iş birliği yapabileceğimize inandık” dediler. Önceden attığımız iyi niyetli bir adım bize Arçelik ile çok büyük bir ticaretin kapılarını araladı. Bize sattıkları ürünler ile çok güzel işler yaptık ve ticaretimizi büyütme imkânı yakaladık. Bizde iyi niyetin en somut örneği sanırım budur. O günlerde çeklerini inkâr eden firmalar bugün yok. Bizi ayakta tutan değerlerimizin başında ise iyi niyetimiz geliyor.
Gayret, amacınız için ortaya koyduğunuz müspet çalışmaların tamamını içeriyor. Doğru bir hedefe doğru işlerle yürümek gayretin ta kendisidir. Bu noktada insanın en büyük yanılgısı her şeyi kendi yapma çabasıdır ki, bu işleri daha zor bir hale getirebilir. Doğru insanlarla çalışmak ve iş birliği yapmak hedeflerin daha çabuk, daha kolay gerçekleşmesine yardımcı olacaktır.
Sabır, sonuçların ortaya çıkması için gösterdiğiniz aktif bekleme durumudur ve asla hiçbir şey yapmama halini kapsamaz. Aksine gayretle, vakarla ortaya koyduğunuz bir süreç olmalıdır. Kısmet ise, netice aldığınız andır. Eğer her şeyin hayırlı bir sebep ile ortaya çıktığına inanırsanız (ki biz buna inanırız) -50 de kısmettir, +50 de. Elde ettiğiniz sonuçtan bağımsız olarak kısmetiniz aslında sizi bulmuştur. Entelektüel dünyada bu sonucu Batı’dan bakarak okursanız “Ya başarırsınız ya da öğrenirsiniz” benzeri özlü sözlere rastlarsınız. Uzun cevapladık ama girişimci adaylarına tavsiyemiz özetle şu;
“Önce iyi niyet, biraz da gayret, yeter ki sabret, gerisi kısmet”.